HPV Enfeksiyonu, Rahim Ağzı Kanseri ve Aşısı
HPV Enfeksiyonu, Rahim Ağzı Kanseri ve AşısıHPV enfeksiyonu viral bir hastalık olup görülme sıklığı artmaktadır. Sıklıkla cinsel aktivitenin en fazla olduğı 16-25 yaşlarında görülmekle birlikte her yaşta, hatta çocuklarda bile rastlanabilir. Cinsel alışkanlıklar, çok ve değişik eşlerle beraberlik en önemli risk faktörüdür.
HPV Enfeksiyonundaki Artış Nedenleri:
Cinsel alışkanlıklardaki değişmeler
Ailesi yapısının bozulması
Sigara kullanımındaki artış
Genç yaşlarda doğum kontrol hapı kullanım sıklığının artması
HPV Genotipleri ve Rahim Ağzı Kanseri İlişkisi:
Düşük risk grubu: HPV 6,11,40, 42,43,45,54,61,70,72 ve 81
Muhtemel yüksek risk grubu: HPV 26,53,66
Yüksek risk grubu: HPV ,18,31,33,35,39,45,51,52,56,58,59,68, 73 ve 82
HPV Enfeksiyonunun Görülme Şekilleri:
Klasik genital siğiller: En çok rastlanan şeklidir
Yassı kondilom: Gözle görülmezler, kolposkopik muayene ile tespit edilir
Kerotik papüller: Kuru cilt bölgelerinde, özellikle kasıklarda görülür
Dev kondilomlar: Atipi (Kanser) olasılığı yüksektir
HPV Enfeksiyonunun Geçiş Yolları:
Cinsel yolla geçiş: En önemli geçiş şeklidir
Genital HPV geçirenlerin eşlerinde %60-66 oranında genital HPV lezyonları görülür. Bu şekilde bulaşmada en önemli faktör cinsel eş sayısı ve enfeksiyonun alındığı yaştır.İlk cinsel ilişki yaşının erken olması enfeksiyonun alınmasında ve kanser gelişmesinde en önemli etkendir.Erkekte HPV testi zordur, genellikle bulgu vermez
Ekstra genital geçiş: HPV 16 ve 35 tipleri tırnak aralarında yaşayabilmekte ve cinsel dışı geçişte rol oynamaktadır.Çevresel yüzeyler, kıyafetler, havlu, tuvalet, biopsi aletleri ve eldivenler bulaşmada rol oynayabilir
Vertikal geçiş: Doğum sırasında anneden bebeğe geçiş olup bu enfeksiyonu taşıyan kadınların bebeklerinde %4-87 oranında HPV DNA’sına rastlanmıştır.Bebeklerde ‘’Laringeal Papillomatozis’’ hastalığa sebep olduğu gösterilmiştir.
Gebelik sırasında fetusa geçişi tartışmalıdır.
HPV Enfeksiyonunda Tanı Yöntemleri:
Servikal sitoloji (PAP smear): Genital siğil olanlarda mutlaka yapılmalıdır
HPV DNA testi: Güvenirlilik (?) Pahalı ve zor bir yöntemdir.
HPV Enfeksiyonunda Tedavi :
Altta yatan vajinal enfeksiyonların tedavisi
Diabet araştırılması
Vulvanın kuru tutulması
Modern tedavi seçenekleri
HPV Enfeksiyonundan Korunma Yolları:
Cinsel ilişki yaşının geciktirilmesi
Cinsel eş sayısının az olması
Kondom kullanılması
Sigara içilmemesi,
Erken teşhis için PAP smear taramalarının yapılması
Aşı uygulaması
HPV Aşıları:
Rahim ağzı kanserinin %70’i HPV 16 ve 18 enfeksiyonuna bağlıdır
PAP smear taraması ile erken teşhis ve tedavi ile ölüm oranları azalmıştır
Kuadrivalen HPV aşısı ve Bivalen HPV aşısı bulunmaktadır
Kuadrivalen Aşı:
HPV 6, 11, 16 ve 18 tipleri ile ilişkili hastalıklardan koruma sağlar
9-26 yaşlarındaki kadınlara 0, 2 ve 6 ay doz aralıklarında uygulanır
Koruyuculuğu en az 5 yıl olup, rapel doz gereksinimi ileride gösterilecektir
Bivalen Aşı:
HPV 16 ve 18’e karşı koruma sağlayıp, HPV 31 ve 45’e çapraz koruma sağlamaktadır
Bu aşı ile 0, 1 ve 6 ay doz şeması uygulanmaktadır
Gebelik ve Emzirmede HPV Aşısı:
HPV aşısı gebelik kategorisi B olarak sınıflandırılmıştır
Gebelikte önerilmese de teratojenik bir etki bildirilmemiştir
Emziren kadınlarda HPV aşısı yapılabilir
Bu gibi inaktif aşılar emziren annelerin ve bebeklerinin güvenliğini etkilemez
ÖNERİLER:
Maksimum koruma için aşı, hiç HPV ile karşılaşmadan önce yapılmalıdır
9-26 yaş arası kadınların aşılanması önerilmekte olup ilk aşılama için hedef yaşın 11-12 yaş olması önerilmektedir
Aşılama durumuna bakılmaksızın PAP smear taramalarına devam edilmelidir
HPV aşılarının rahim ağzı kanserlerinin sadece %70’ne ve genital siğillerin %90’nına karşı koruyucu olduğu vurgulanmalıdır
Aşı koruyucu bir araçtır ve kanser taramasının yerini alamaz
Smear taramasında hastalık kadınlarda aşı olabilirler, fakat aşının bu kadınlarda daha az etkin olacağı bilgilendirilmelidir
Önceden HPV ile enfekte kadınlar diğer HPV tiplerine karşı korunarak aşıdan yarar göreceklerdir
Bu gruptada yıllık PAP smear taraması önemlidir
HPV aşısı genital siğil ve kanserlerde tedaviyi amaçlamaz, bu hastalara uygun tedaviler uygulanmalıdır.
Toplumlarda aile yapısının korunması ve güçlü tutulması, özellikle genç kızlarımıza ve tüm bireylere gerekli eğitimin doğru ve etkili bir biçimde yapılması en önemli koruma yöntemi olacaktır.