• Özel Ankara Lina Tıp Merkezi
  • Hafta içi - 8.00 - 18.00. Pazar Kapalı

Sıkça Sorulan Sorular

Aşağıda Tectxon'da en sık sorulan soruların yanıtlarını bulacaksınız. Bu sayfaya sürekli olarak en çok sorulan soruyu ekliyoruz, bu nedenle bir sorunuz varsa ve cevabınızı görmüyorsanız, info@linakadinsagligi.com adresinden bize e-posta göndermekten çekinmeyin.

Genel olarak eslerin herhangi bir korunma yöntemi uygulamadan ve düzenli cinsel ilişkiye girmelerine rağmen 1 yıl boyunca gebe kalamaması durumunda doktora müracat etmeleri önerilir.

Ancak günümüzde daha geç yaşlarda evlenme oranı arttığından kısırlıkla ilgili şüphesi olan erkeklerin üroloji uzmanına müracaatı önerilir. Mutlaka çiftler eşleri ile birlikte muayeneye gelmelidirler.

Erkeklerde genel fiziksel muayenenin yanı sıra bazı hormon tetkikleri, gerekli ise genetik incelemeler ve mutlaka geçmişte yapılmış dahi olsa merkezimizde semen analizinin tekrar incelenmesini gerekmektedir.

Çocuk sahibi olmakta güçlük çeken çiftlerde detaylı bir inceleme ile problemin nereden kaynaklandığı aydınlatılmalı, tedavi gerekliliği belirlenmeli ve çiftin en kolay şekilde gebelik elde etmesini sağlayacak olan tedavi yöntemi belirlenerek çifte sunulmalıdır.

Tedavi yöntemleri; yumurtlama uyarısı ve takibi, aşılama ve tüp bebek tedavisidir. Uygun şartlara sahip olan çiftlerde, ilaçlarla yumurta gelişiminin sağlanmasını takiben spermin belirli işlemlerden geçirilerek rahmin içerisine verilmesi anlamına gelen "intrauterininseminasyon" (aşılama) tedavisi ile gebelik elde edilebilir.

Bazı durumlarda da doğrudan tüp bebek tadavisine geçebiliyoruz.Bayanın tüplerinin tamamen kapalı olması veya erkeğin sperminin aşılama yapılamayacak kadar az veya hiç olmaması gibi durumlarda her çifti ayrı ayrı değerlendirerek direkt tüp bebek tedavisi yapabiliyoruz.

Aşılama bayanın yumurtlaması sağlandıktan sonra eşinin yıkanmış hızlı spermleri seçilmiş menisinin direkt rahim içine konulmasıdır.

Bayanın yumurtlaması bazen haplarla bazen gonadotrophinler denen ignelerle elde edilir. Daha sonra çatlama ignesiyle yumurtlama elde edildikten sonra doktorun söylediği saatte aşılama yapılır.

Bu bazen doktorun tercihine göre ayda bir veya 2 kez aşılama yapılabilir. Başarı oranı her yapışta -20 oranındadır .Bu tekrarlayan denemelerde kumulatif olarak artar.

  • Eger sezeryan dan sonra en az 3 yıl ara verilmişse
  • İlk sezeryan baş pelvis uyuşmazlığı nedeniyle (halk arasında çatı darlığı deniliyor)
  • Son ultrasonik kontrollerde uterusun (rahmin) kalınlığı uygunsa
  • Doğum sırasında çok yoğun bir ilgi ve bakım sağlanabiliyorsa normal doğum denenebilir.
  • Ama genede doğumun normal olabileceği garanti edilemez. Eğer acil bir durumla karşılaşılırsa sezeryana alınabilir.

Rahim ağzı kanseri pek çok vakada hiçbir belirti göstermeyebiliyor. Bazılarında ise ancak çok ileri evrelerde belirtiler ortaya çıkıyor. Ancak başlıca belirtiler arasında şunlar sayılabilir:

  • Sıradışı vajinal kanamalar
  • Cinsel ilişkiden sonra kanamanın oluşması
  • Anormal vajinal akıntı
  • Kasık (Pelvis) ağrısı

Belirtilerden biri veya birkaçına sahipseniz en kısa zamanda bir uzmana görünmenizde yarar var.

Rahim ağzı kanserleri türlerinin hemen hemen hepsi HPV adı verilen bir virüsün varlığından kaynaklanıyor. HPV'nin bazı tipler serviks (rahim ağzı) duvarındaki hücrelerde değişikliklere yol açabiliyor. Tedavi edilmezse, bu anormal hücreler bazen kanser hücrelerine dönüşebiliyor. Bunun dışında bir de rahim ağzı kanseri riskini artıran faktörler mevcut:

  • Sigara kullanımı
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (özellikle insan papillom virüs enfeksiyonu, HPV)
  • Erken yaşta cinsel ilişki
  • Kocası çok eşli kadınlar
  • Düşük sosyo ekonomik durum

Rahim ağzı kanserinden korunmak mümkün.

Dünyada en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasında kanser çeşitleri ikinci sırayı alıyor. Yapılan araştırmalara göre kanser çeşitleri arasında artış gösteren türlerin başında jinekolojik kanserler geliyor.

Rahim ağzı, rahim, yumurtalık, vajen, vulva ve tüplerde görülen kanserlerden oluşan jinekolojik kanser türleri erken teşhis edildiklerinde tedavi şansı artıyor. Bu nedenle her kadının yılda en az bir kez bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına test yaptırması öneriliyor.

Geçtiğimiz aylarda rahim ağzı kanseri aşısının piyasaya sürülmesinden sonra hastalık hakkında çok yönlü tartışmalar başladı. Bazı uzmanlar aşının gerekli olduğunu ve kız çocuklarına mutlaka yapılması gerektiğini savunurken, bazıları da aşının gereksiz bir uygulama olduğu yönünde görüş bildirdiler.

Aşı yaptırmak ya da yaptırmamak tamamen kişisel bir karar. Ancak karar vermek için bilgi edinmek isteyenler rahim ağzı kanseri konusunda derlediğimiz bu yazıdan faydalanabilirler.

Hastalığın teşhisinde ilk sırayı rutin muayeneler esnasında yapılan PAP Smear testi alıyor. PAP Smear testi burada serviks duvarındaki anormal hücrelerin servikal kanser öncüllerinin rahim ağzı kanserine dönüşmeden önce tespitinde yardımcı oluyor.

Testin sonucuna göre biyopsi veya HPV DNA testi gibi ek testlerin veya tedavinin gerekliliğine karar verilebiliyor.

Rahim ağzı kanserinde hangi tedavi şeklinin uygulanacağına belirli kriterler doğrultusunda karar veriliyor. Bunların arasında kanserin boyutları ve hangi bölgelere yayıldığı, kadının yaşı ve genel sağlığı ve hastanın tercihi sayılabilir.

Tedavi amaçlı kullanılan 3 temel yöntem bulunuyor. Bunlar cerrahi, radyasyon tedavisi ve kemoterapi. Bazı vakalarda yöntemlerden ikisi veya hepsi kullanılabiliyor. Hangi yöntemlerin kullanılacağına ise test ve tetkiklerden sonra karar veriliyor.

Rahimde yara veya rahim ağzında yara olarak bilinen “servisit” jinekolog doktorlar tarafından en sık karşılaşılan jinekolojik problemlerden birisidir. Gerek enfeksiyonlar gerekse doğum ve doğum dışı travmalara sıkça maruz kalan bu bölgeye ait hastalıklar ve buradan kaynaklanan kanser vakaları önemlidir.

§ Rahim ağzında oluşan yaraların sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte en çok enfeksiyonlar neden olmaktadır.

§ Sık cinsel ilişki.

§ Hormonal değişiklikler.

§ Bazı kimyasal faktörler (Prezervatif üzerinde bulunan kimyasallar)

Rahim ağzı yarasının belirtileri nelerdir?

§ Bir çok kadında yaraya bağlı devam eden kokusuz ve kaşıntısız bol akıntı olarak görülür.

§ Yara büyükse kanama veya ilişki sonrası kanama gözlenir.

Herhangi bir tedavi uygulamadan önce smear testi ile rahim ağzı kanseri dışlanması şarttır. Smear testi hiçbir şikayeti olmayan kadınların da 3 yılda bir kez yaptırması gereken, hiçbir ağrı ve acı vermeyen, uygulanışı çok kısa ve basit ancak çok önemli bir testtir. Jinekolojik muayene esnasında herhangi bir anestezi yöntemine ihtiyaç duyulmadan ince bir kanül ile rahim duvarından sürüntü alınır laboratuvar incelemesine gönderilir. Böylece rahim ağzı yaraları ve rahim ağzı kanserinin öncü lezyonlarını anlayabilmek mümkün olur.

Rahim ağzı yaraları nasıl tedavi edilir?

Rahim ağzı yaraları çoğunlukla enfeksiyon kaynaklı olduğu için antibiyotik tedavisi verilir. Smear sonucunda kanser veya kanser öncülü hücreler ekarte edildikten sonra antibiyotik tedavisi sonrası en sık kullanılan tedavi modalitesi kriyoterapi(yara dondurma) veya koetrizasyon (yara yakma) işlemidir. Bunların yanında yardımcı tedaviler ozon uygulaması ve prp uygulaması yapılabilir.